Dört Köşeli Üçgen
“Yaşamanın
ilkelerine uzanmış kitaplarda, insanoğlunun ömrünün ilk yarısını beklemekle,
ikinci yarısını da ilk yarısını anlamakla geçirdiği yazılı olmalıdır.”
Salah Birsel’in tek romanı olarak bilinen Dört Köşeli
Üçgen’i bu yaz okudum. Yönetmenliğini Mehmet Güreli’nin yaptığı aynı isimli
sinema filmiyle gündeme gelince bir hevesle almıştım. Fakat filmine gitme fırsatı bir
türlü bulamamıştım o süreçte. Üzülerek söylemeliyim ki filmin imdb puanı 5,7.
Şimdilik filmi bir kenara bırakıp kitabı konuşalım biz.
Oldukça farklı, felsefi paradokslar barındıran bir roman
olduğunu söylemeliyim. Farklı olduğunu söylerken içten içe günümüz yaşamını
okuduğumu da itiraf etmem gerek.
Kitabın anlatıcısı Tütün Yaprakevi adlı bir
tütün fabrikasının deposunda çalışıyor. Kendini bize uluslararası bir gözlemci
olarak tanıtan anlatıcı bütün gününü gözlem yaparak geçiriyor. Hatta günün 48
saatini gözlem yapmaya harcadığını söylüyor. Anlatıcının yaptığı gözlem aslında
bugün internetin hayatımıza girmesiyle bizim yaptığımızdan hiç de farklı değil.
Bizler de her yaptığımızı paylaşıp diğer insanların hayatlarını izleyerek
geçiriyoruz tüm zamanımızı. Kitapta da vurgulandığı üzere bunu bir röntgenci
edasıyla yapmıyoruz. Kendimize tanıdığımız en büyük özgürlüğümüz olan 'gözlemcilik' adı altında yapıyoruz.
İnsanlar gerçekten de gözlemcilik yapsa dünya daha iyi bir
yer mi olur bilemiyorum. Yine de kitaba bir şans verilebilir.
“Gözlemcilik öylesine bir işti ki, insanın ondan kurtulması
hiçbir türlü beklenemezdi. Bir kumaş, bir patates, bir soğan toplayıcısı
istediği an işini bırakabilme özgürlüğünü elinde bulundurur. Dahası, bu adama,
bu bırakma işinin, bir karla da üstesinden gelebilir. Hadi kar etmedi diyelim,
bütün mallarını alış fiyatına ya da alış fiyatından biraz eksiğine satıp işin
içinden kolayca sıyrılabilir. Gözlemci böyle değildir. O, işini bırakmak istese
de bırakamaz. Gözlemci, her gün biraz daha batağın içine gömülür, her gün
gözlemlerin dişlisine biraz daha parçasını kaptırır.”
Merhaba blogunuzu takibe aldım sizi de bloguma beklerim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Sil