Şeker Portakalı



"Kimseden hiçbir şey beklemiyorum.
Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum."





    Hepinize merhaba,
Şeker Portakalı romanını duymamış olanınız yoktur diye düşünüyorum. Hele bir dönem ülkemizde sakıncalı bulunmuş bir kitap olarak öyle çok konuşulmuştu ki (!) En kötü ihtimalle o dönemlerde kitaptan haberiniz olmuştur.

    Şeker Portakalı'nı ben de hemen herkes gibi çocukken okudum. Yıllar sonra nereden geldiğini bile anlayamadığım bir şekilde kitaplığımdan çıkmıştı ve yeniden okumuştum. Geçtiğimiz günlerde de üçüncü kez okudum. Blogda da mutlaka olmalı diye düşündüğümden bekletmeden ekleyeyim dedim.

    Kitabın kahramanı Zeze adında küçük, afacan, oldukça zeki ve bir o kadar da hassas bir çocuk. Oldukça zor bir çocukluk dönemi geçiriyor. Günümüzde de yoksulluk büyük bir sorun ama Zeze'nin ailesindeki yoksulluk çok daha iç burkan bir boyutta çünkü tüm bunları onun gözlemlediği ve bunları aktardığı şekilde okuyoruz. Aslında Zeze'nin ailesinin daha büyük bir problemi var. O da sevgisiz olmaları. Belki de insanlar karınlarını bile doyuramazken çocuklarını sevgiyle büyütmenin büyük bir lüks olacaklarını düşünmüşlerdir.
    Zeze gördüklerini kendi hayal dünyasında bizim gördüğümüzden çok daha farklı şekillerde anlamlandırıyor. Bazen başını belaya sokmasına sebep olsa da Zeze'nin bu hallerinden etkilenmemek mümkün değil. Bulamadığı sevgiyi arayışı, portakal fidanıyla olan dostluğu ve en önemlisi de Portekizli ile olan bağlarını okumak size de etrafınızı olduğundan farklı algılama gücü verecek.

"Xururuca!"
"Ne var ?"
"Ağlamak kötü bir şey mi ?"
"Ağlamak hiç bir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun ?"
"Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes..."




    Pek çok yerde okuduğum kadarıyla yazar kendi çocukluğunu anlatıyor bu kitapta. Biz her ne kadar Şeker Portakalı'ndan bolca bahsetsek de aslında devamı da olan bir seri Zeze'nin yaşamı. Yazar devam kitabı olarak 'Güneşi Uyandıralım'ı yazıyor ve burada yazarın gençlik yıllarını okuyoruz. Yetişkinlik dönemini ise 'Delifişek'te anlatıyor. Henüz devam kitaplarını okumadım ve eksikliğini hissediyorum.
Şeker Portakalı'nı okumadıysanız okumakta gecikerek pişman olacağınızı söylemeliyim. Mutlaka ama mutlaka okuyun. Zeze'yi asla unutamayacaksınız.

"Bir gün Dinha bana, sevincin 'yürekte ışıldayan bir güneş' olduğunu söylemiş, güneşin her şeyi mutlulukla aydınlattığını belirtmişti. Bu doğruysa, benim iç güneşim de şimdi her şeyi güzelleştiriyordu..."

Yorumlar

  1. Kütüphanemde yıllardır bulunuyor bu kitap fakat bir türlü elim gitmedi. Tam okuyacağım sırada başka kitap alıyorum elime. Bu yazın sayesinde elimdeki Şeker Portakalı'na başlayacağım bugünden itibaren.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu bu kadar geç gördüğüm için kusura bakmayın. Geçen zamanda keyifle okumuşsunuzdur umarım. Sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bir Gürgen Dalıyım

Kemal Tahir - Yorgun Savaşçı

Bizim Büyük Çaresizliğimiz (Film)