Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kısa Süren Saltanat

Resim
    Hiç kral olmak istemediği halde kral olmak zorunda kalan Pippin ! Hiç bir kralı bu kadar sevmemiştim galiba.     Bay Pippin Paris'te Marigny Caddesi'ndeki 1 numaralı evinde kendine yeni bir teleskop bile alamayacak durumda yaşarken kendini bir anda Versailles'de kral olarak bulur. Bay Pippin bunun bir şaka olduğunu düşünse de gerçekliğin tam ortasındadır.     "Beni çalıdan böğürtlen koparır gibi aldılar, daha önce pek çok emsalin gelip geçtiği, çoğunun kötü, hepsinin başarısız olduğu bir mevkie getirip oturttular."     Fransa hükümetinin yaşadığı krizler ve istikrarsızlık meclisi yeniden saltanatı getirme fikrinin kucağına bırakır. Zaten bu gün için fırsat kollayanlar da karar için yerlerini çoktan almıştır. Ancak durum işleri iyiye değil elbette kötüye götürecektir.     Açıkçası yeniden bir Saltanat düzeni hakim olsa ne kadar kötü olur diye düşünüyorsanız bu kitabı okumanıza gerek yok. Bu merakınızı gidermek için

Bir Yaz Gecesi Rüyası

Resim
"Hoşçakalın hepiniz. Belki de hata bende; Çaresi ya ayrılıkta ya ölümde." 'Bir Yaz Gecesi Rüyası' benim okumayı en sevdiğim Shakespeare oyunlarından biri. Ara ara açıp okumayı çok seviyorum. Bu gün sizinle biraz daha ayrıntılı paylaşmak istedim. Meraklıları için şimdiden keyifle okumalar. Hermia ve Lysander birbirine çok aşık iki gençtir. Evlenmek isterler fakat Hermia'nın babası Egeus kızını, verdiği sözden dolayı Demetrius ile evlendirmek istemektedir. Atina kurallarına göre de Hermia babasının sözünü ya yerine getirecek ya da hayatı boyunca kimseyle evlenemeyecektir. "Ya ölürsün hemen Ya da yeminle vazgeçersin erkeklerin çevresinden. Bu yüzden Hermia, bir daha tart arzularını, Gençlik duygularını sorgula, İyice gözden geçir tutkularını, Düşün, eğer boyun eğmezsen babanın isteğine, Katlanabilecek misin rahibe kıyafetine, Sonsuza dek loş manastır kafesine, Yaşamın boyunca kızoğlan kız kalmaya, Soğuk,

Hayal Gerçekleştirici

Resim
Kimse çok büyük şeyler olmak zorunda değildi aslında Bankada müfettiiişş Doktor Avukaaatt Müdür  Ciii iii oo (  C hief E xecutive O fficer   dedikleri) Başka bir şeyler de olabilirdi herkes Önce insan olmalıydı gibi klişelerle işimiz yok  Hayallerle işimiz var Yani herkes birer hayalperest olabilirdi  Binlerce defa başarısızlığa uğradıktan sonra bile yapılacak en iyi şey budur çünkü : Hayal kurmak Ne olmak istiyorsun küçüğüm ?  Büyüyünce hayal gerçekleştirici olmak istiyorum !

Bülbülü Öldürmek

Resim
Genellikle kitapları okur okumaz paylaşmaya özen gösteriyorum aslında. Çünkü duygusunu kaybetmeden, araya yeni kitaplar girmeden yazmak en iyisi oluyor. Fakat 'Bülbülü Öldürmek' pek öyle olamadı. Tam bitirdiğim sırada bir çok yere gitmem gerekti ve boynu bükük beni beklemek durumunda kaldı. Araya başka yazılar girmesin artık sizlerle biraz bu ölümsüz eserden konuşalım istedim.          "İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."     Hemen her yerde 'Bülbülü Öldürmek' denilince karşımıza çıkan bu cümle, romanın temelini oluşturmakta. Çünkü bu bülbülü öldürme meselesi aslında suçsuzların haksızlığa uğradığı yerlerde bize kendini düşündürür. Yalnız kadın Mayella, Öcü Radley, ailesi tarafından dışlanan Dill ve tabii Tom Robinson.     Adalet, özgürlük, eşitlik, ayrımcılık, ırkçılık ve bunun gibi pek çok günümüzde de kanayan yaralar bize küçük bir kızın gözünden yansıtılmakta. Bence bu kitabı en ö

Kırmızı Pazartesi

Resim
"Halam Wenefrida Márquez, ırmağın öte yanındaki evinin avlusunda bir tirsi balığının pullarını temizlemekle uğraşıyordu, Santiago Nasar’ın eski rıhtımın merdivenlerini inip kendinden emin adımlarla evine doğru yürüdüğünü görmüştü. “Santiago, yavrum!” diye bağırmıştı. “Neyin var?” Santiago Nasar onu tanımıştı. "Beni öldürdüler, Wene Hala.” demişti.  Son basamakları tökezlemiş ama hemen kendini toparlamıştı. “Hatta bağırsaklarına bulaşan toprağı eliyle silkelemek titizliğini bile gösterdi.” dedi bana Wene halam. Sonra saat altıdan beri açık olan arka kapıdan evine girmiş, mutfağın içine yüzükoyun yığılıp kalmıştı."     Santiago Nasar vahşice, Kolombiya'nın bir şehrinde bütün kasaba halkı tarafından öldürülür. Bütün kasaba halkı diyorum çünkü bunun olmasını aslında istemeyip cinayeti işleyeceğini bütün kasabaya duyuran Pablo ve Pedro Vicario kardeşleri kimse durdurmamış, bu cinayete göz yummuştu. Çünkü mesele "namus" meselesiydi.     Ol

Kabuk

Resim
        " İnsan Tanrı tarafından terk edilir bazen ve o zaman çok özgür olur. Artık suç yoktur, günah yoktur, ayıp, merhamet, umut yoktur. Ve insan bir başına kalır. Kendiyle. Kendi denilen o garip varlıkla."     Anneanneden kızına ondan da torununa uzanan bir hikaye. Bu üç kadının kendi hikayelerinin gerisinde koca bir aile... "Teyzeler, teyzeler ve diğer teyzeler" Delilikleri, birlikte yaşadıkları hayaletleri, kadınlıkları, kiloları, aşkları, evlatları ve niceleriyle koca bir aile. Sabiha Sezin'in annesi, Füsun'un annannesi. Sabiha kocasını,oğlunu ve aklını kaybediyor. Yaşadıklarının tamamını, deliliğinin sebeplerini kendi ağzından ve diğer iki anlatıcıdan da okuyoruz. Sabiha en son kendini uykuya teslim ediyor. İnkar ettikleri ve kabul edemedikleriyle kendini uykuya teslim ediyor. "Annem uyudu. Sonsuz bir uykuya daldı. Her şeyi olduğu gibi bıraktı. Bir ceket dikiyordu, kollarını takmadı; dolapta dolma vardı, akşama ısıtıp yiyece