Ermiş





    Halil Cibran'ın en sevilen kitabı olan Ermiş, yazar ile tanışma kitabım oldu. Devam kitabı olan serilerde genellikle ilk kitabı tutturamadığım gibi Ermiş'te de aynısı olmuştu. İlk önce "Ermişin Bahçesi" ni almıştım, okumaya başlamadan fark ettim neyse ki...

 "Ermişin Bahçesi" kitabına da diğer yazımda değineceğim, şimdi Ermiş'ten konuşmaya başlayalım.

    Ermiş, 28 kavramsal başlıktan oluşan bir yaşam kılavuzu diyebiliriz. İçinde pek çok kavrama dair, kalpten gelen bir gözle bakmanın yolu ya da yaşamı içten algılayarak daha mutlu bir yaşamın yol göstericiliği var demek daha yerinde olacaktır.

İçinde aşk, evlilik, çocuklar, evler, giysiler, yasalar, özgürlük, zaman, dostluk, haz, ölüm, akıl... gibi yaşamın içinden pek çok şey yer alıyor.

   
    Beni anlatılar arasından en çok etkileyenleri başlıklarıyla paylaştım, kitapla ilgili fikir oluşturacağını düşünüyorum.








    Aşka Dair


"Sonra El Mitra, bize Aşktan Söz Et, dedi. El Mustafa da başını kaldırdı, halka baktı ve o anda halkın üzerine bir sükunet çöktü. El Mustafa gür bir sesle dedi ki: Aşk sizi çağırdığı zaman, onu izleyin... Yolları zorlu ve dik olsa da.
...
Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, hem büyütür hem de budar sizi.
...
Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister. Çünkü aşka aşk yeter.
...
Sanmayın aşkın rotasını çizebileceğinizi, çünkü aşk sizin rotanızı çizer, sizi buna layık bulursa eğer."


    Sevinç ve Kedere Dair

"Sonra bir kadın dedi ki, Bize Sevinçten ve Kederden Söz Et. O da yanıtladı: Sevincinizin maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu."

Bu sözleri okurken bizi en çok üzenin aslında en mutlu edenler olduğu geldi aklıma. Öyle değil midir zaten, en sevdiklerimizle en çok güleriz ama bize en çok gözyaşı olan da o sevdiklerimiz değil midir ?

Sonra söze şöyle devam ediyor El Mustafa:
...
"Sevinçliyken Yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir.

Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz, aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız."


    Suç ve Cezaya Dair

Derken kentin yargıçlarından biri öne çıktı ve bize Suç ve Cezadan Söz Et, dedi. O da yanıtladı ve dedi ki:
...
"Fakat ben derim ki, evliyalar ve adil kişiler nasıl her birinizin içindeki en yüksekten daha yukarı çıkamazlarsa, kötüler de zayıflar da, yine sizlerin içindeki o en alçak noktadan daha aşağı inemezler."


    Akıl ve Tutkuya Dair

Sonra rahibe tekrar konuştu ve dedi ki: Bize Akıl ve Tutkudan Söz Et. O da yanıtladı ve dedi ki:
...
"Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir."


    Güzelliğe Dair

Bir şair, bize Güzellikten Söz Et, dedi. O da yanıtladı:
"...Ne görmek istediğiniz imgedir ne de duymak istediğiniz şarkı. Gözlerinizi kapatsanız da gördüğünüz imge, kulaklarınızı tıkasanız da duyduğunuz şarkıdır güzellik."


    Dine Dair

Yaşlı rahip, bize Dinden Söz Et, dedi. O da dedi ki: 
"Bu gün başka bir şeyden söz ettim mi ki? Din bütün edimler ve bütün düşünceler değil midir ? 
...
"...Günlük yaşamınız tapınağınız ve dininizdir. Oraya her girdiğinizde varınızı yoğunuzu alın yanınıza.
...
"Eğer Tanrı'yı bilmek isterseniz, bilmece çözmeye girişmeyin. Onun yerine çevrenize bakın, O'nu çocuklarınızla oynarken göreceksiniz."








    Hayata dair hemen her konuda küçük anlatılardan oluşan bu yaşam felsefesi kitabında özellikle "güzellik" ve "din" üzerine olan bölümleri çok sevdim. Güzelliği gözle görülür hale getirip, dini kalıplara oturtarak boyutlandıran dünyamızda yaşayan biz zavallıların muhakkak okuması ve üzerine düşünmesi gereken bir kitap.



Yorumlar

  1. Sevinç ve kederle ilgili kısım ne kadar doğru ya. İnsan böyle düşünse hiçbir şey için kendini hırlalamaz ve hep ümitli olur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bir Gürgen Dalıyım

Kemal Tahir - Yorgun Savaşçı

Bizim Büyük Çaresizliğimiz (Film)