Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gülün Adı

Resim
  "Kasım sonlarında güzel bir sabahtı." İşte böyle başlar "Gülün Adı". O kadar büyüleyici bir tarihsellik ve o kadar okuyucuyu içinde tutan bir romandı ki, her cümlesini okurken sakince ve sabırla bir ilerleyiş istiyordu.    Umberto Eco'nun söylediği bir söz var: "Kitaplar onlara inanalım diye değil, onlarda yazılanları araştıralım diye varlar. "Benim için "Gülün Adı" işte tam da böyle bir romandı. Pek çok kez durup yazanlar hakkında araştırma yapma gereği duydum. Bu durum beni romandan uzaklaştırmadı, aksine okuyuşum bir süre sonra cümlelerin içerisinde daha sıkı bir bağla devam etti. Tüm bunlar romanı daha uzun sürede bitirmeme neden oldu fakat okuma süreci de romanı bitirişimin sonrası da benim için çok keyifli oldu. (Aynı zamanda; bundan bahsetmeden geçemeyeceğim; romanın çoğu kısmına kendimi aşırı kaptırarak gerilime ortak olmam da zaman zaman okumaya ara vermeme neden oldu. Özellikle kitabı okuyanlar bileceklerdir, labirente il

Göğü Delen Adam

Resim
   “ Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü delen anlamına gelir. Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği gibi bir delik. O, göğü delip geçmişti.”   Kitabın girişinde yer alan bu kısım kitapta sürekli adı geçen Papalagi’nin tanımı niteliğinde. Ben de doğrudan aktarmak istedim.     Kitabın yazarı alman Erich Scheurmann. Kitap doğrudan bir kabile reisinin notlarının aktarılmasıyla oluşturulmuş. Kitabın ilk bölümünde yazarın bir ön açıklamasını görüyoruz. Diğer bölümlerde ise bir kabile reisinin, medeniyet ya da medenileşmek dediğimiz kavramla taban tabana zıt yaşantısından Avrupa’yı ve Avrupa gerçeklerini anlatışını dinliyoruz.      Kitap beni oldukça etkiledi. Bölümlerde, giyinme-etini örtme, meslek sahibi olma, zaman kavramı, batının din ve tanrı algısı, inanış biçimi, yüzeysel de olsa kapitalizm anlatı

Kemal Tahir - Yorgun Savaşçı

Resim
   Başlıktan da anlayacağınız gibi bu gün Yorgun Savaşçı romanıyla ilgili bir değerlendirme ve bilgi yazısı paylaşıyor olacağım. Bu roman benim için pek çok önem taşımakta. Öncelikle blogumda yayınladığım ilk kitap incelemesi olması sebebiyle elbette ki.  Fakat bende bir öncesi var.    Bu romanı üniversite 3.sınıftayken okumuştum. Siyaset Bilimi öğrencileri bilirler; bize genelde ders kitapları, çeviri makaleler vs.ler dışında bir de öneri romanlar okutulur. En azından bizim öyleydi J Bu romanı çok zor bir hocanın dersinde okuyorduk ve yani kimse umursamıyor ben deli gibi altını bir defa çiziyorsam üç defa cetvelle falan çiziyorum o derece önemsiyorum. O ara da erkek arkadaşım İstanbul’a gitmemiz için planlar yapıyor, ben de ilk kez adalara gideceğim çıldırıyoum mutluluktan ama bir yığın da okumalar birikmiş...  E ne yaptım ? Gittim ! Tabi yalnız gitmedim, yanıma romanımı da alarak gittim. Son sayfalarını dönüş günümüzde Bebek’teki Starbucks’ta okudum.(Aşağıdaki fotoğraf da orad

Merhaba

Resim
Bir süredir instagramda @kirmizi.bisiklet kullanıcı adıyla bir hesap yürütüyorum. Okuduğum kitapları, izlediğim filmleri ya da gittiğim yerleri paylaşıyorum. Bunların biraz daha kapsamlı olmasını ve sizlerle yaşamıma dair şeyleri daha ayrıntılı paylaşmak istediğime karar verdim.  Blog yazılarımda sadece kitaplar ya da filmler olmayacak. Çok daha kapsamlı ve çok daha kendimden şeyler paylaşıyor olacağım. Desteğiniz ve ilginiz için şimdiden çok teşekkür ederim.